Edgar Alan Poe'nun Şiirleri Üzerine Üç Şarkı - Berkant Gençkal
Eser, 29 Mayıs 2010 tarihinde düzenlenen Ceren Necipoğlu'nu anma konseri için
Amerikalı Şair Edgar Alan Poe’nun Evening Star (Akşam Yıldızı), Alone (Yalnız) ve A Dream Within A Dream (Bir Düşün İçinde Bir Düş) şiirleri üzerine özel olarak bestelenmiştir. Arp, Mezzo Soprano, Viyolonsel ve Perküsyon olmak üzere dört icracı için bestelenen eser Ceren Necipoğlu'nun yakın dostu olan Lilian Tonella Tüzün’ün isteği üzere yalınlık ve sadelik ilkesi gözetilerek kaleme alınmıştır. İlk şarkı olan Akşam Yıldızı, Ceren Necipoğlu’nun güzelliğini betimlemektedir. Besteci, kendisini bir akşam yıldızı kadar güzel ve mağrur olduğunu belirtir. Parçada tonal bir eksen kullanılmış ve sıklıkla yedili ve dokuzlu akorlara yer verilmiştir. Tempo oldukça sakin, ritmik kalıplar da o denli belirgindir. Özellikle Ravel, Satie ve Poulenc gibi Fransız bestecilerin armonik dokuları gözlemlenmektedir.
Akşam Yıldızı
Yaz ortasındaydı
Ve gece yarısı,
Ve yıldızlar yörüngelerinde
Ölgün ölgün pırıldarken
Daha parlak ışığında
Kendisi göklerde,
Köle gezegenlerin arasında,
Işığı dalgalarda olan soğuk ayın.
Soğuk tebessümüne dikmiştim gözlerimi
Fazlasıyla – fazlasıyla soğuktu benim için.
Derken kaçak bir bulut,
Geçti örtü niyetine
Ve ben sana döndüm
Mağrur akşam yıldızı
Senin ışığın daha değerlidir benim için.
Çünkü yüreğime mutluluk verir
Göklerdeki gururun geceleri
Ve daha çok beğenirim
O alçaktaki daha soğuk ışıktan
Senin uzaklardaki ateşini.
İkinci şarkı olan Yalnız, insanın doğasında var olan yalnızlığı anlatmaktadır. Bu yaklaşım o denli eski ve başlangıç konumundadır ki, günümüzde de bu kalabalıkların içinde yalnızlığın kaçınılmaz ağırlığını yaşamak durumundadır insan. Bedene hapsedilmiş ruhun yalnızlığıdır bu. Parçada dizisel yöntemler kullanılmıştır ve Doğu’ya özgü renkler eklenmiştir. Özellikle ritmik kalıpları Bendir tarafından seslendirilmesi ve diziler içinde artık-ikili aralığının kullanılması bu Doğu’ya özgün renklerin oluşturulmasında kullanılan araçlar olarak sayılabilir. İlk parçaya göre daha karamsar bir hava içermektedir ve son cümlesinde geleneksel şan tekniğinden ziyade konuşma sesi kullanılmıştır.
Yalnız
Başkaları gibi değildim çocukluktan beri,
Görmedim başkalarının gördüğü gibi –
Ortak bir pınardan almadım tutkularımı,
Aynı kaynaktan almadım kederimi.
Uyandıramadım yüreğimi sevince aynı seste
Ve sevdiğim her şeyi – yalnız sevdim
Sonra – çocukluğumda –kasırgalı
Bir yaşamın şafağında – iyinin ve
Kötünün her türlü derinliğinden
Çekildi hâlâ bağlayan gizem beni.
Selden ya da kaynaktan –
Kızıl uçurumundan dağın,
Güneşten, Ağustos'un altın rengiyle
Çevremde dönen –
Gökteki şimşekten uçarak
Beni geçerken –
Gök gürültüsünden, fırtınadan
Ve o buluttan
-Maviyken göğün kalan kısmı
Gözümde bir şeytanın şekline giren.
Bir Düşün İçinde Bir Düş adındaki üçüncü ve son şarkı, besteci insanın yalnızlığının içindeki hayatın bir düş, yaşadıkları da bu düşün içinde bir düş olmaktan başka bir şey olmadığını söylemektedir şairin diliyle. Bu bağlamda, Ceren Necipoğlu’nu her zaman düşleri peşinden giden, düşleri için savaş veren bir insan olarak hatırlayacağını belirtir. Hayatın anlamı da bu düşler içindeki gördüklerimiz ve göründüklerimizdir – nerede ve nasıl kesiştikleridir. Son şarkı, 8/8’lik (3+3+2) ritmik kalıbı ile sürekli tekrar eden ve minimalizmi ön plana çıkaran dokusuyla dikkat çekmektedir. İlk iki şarkıya nazaran daha canlı ve dinamik bir tempo olgusuna sahiptir. İlk şarkıdaki gibi yedili ve dokuzlu akorlar buradaki armonik dili oluşturmaktadır. Sonunda parlak Do majör akoru ile biter. Almanca terminolojide Do majör tonalitesi de C harfi ile gösterilir bu da Ceren isminin ilk harfini oluşturmaktadır. Sembolik bir anlam yüklenmek istenmiştir.
Bir Düşün İçinde Bir Düş
Alnına konsun bu öpüş!
Ve, şimdi senden ayrılırken,
İtiraf edeyim ki –
Günlerimi bir düş
Sayarken yanılmıyorsun;
Ama, Umut gitmişse uzaklara
Bir gece ya da bir gün
Bir görüntüde ya da bir şeyde olmaksızın
Fark eder mi bu yüzden?
Bütün gördüğümüz ve göründüğümüz
Yalnızca bir düşün içinde bir düş.
Kırılan dalgaların dövdüğü bir kıyının
Haykırışları içinde duruyorum:
Ve altın kum taneleri
Tutuyorum avucumda –
Ne kadar az! Ama nasıl da,
Süzülüyorlar parmaklarımın arasından derinlere
Ben ağlarken – ben ağlarken!
Ah Tanrım! Daha sıkı
Tutamaz mıyım onları?
Ah tanrım! Tekini bile kurtaramaz mıyım
acımasız dalgadan?
Bir düşün içinde bir düş mü
Bütün gördüğümüz ve göründüğümüz.
Edgar Alan Poe'nun Şiirleri Üzerine Üç Şarkı – EK 1 – EK 2 – EK 3