Hicaz İlahi - Danyal Mantı
Ceren Necipoğlu'nun makamsal müziğe olan ilgisini eserin Danyal Mantı ile paylaşmasından sonra, besteci kendisine bir eser ithaf etmeye karar vermiştir. Bunun üzerine 2009 yılında düzenlenen IV. Rio Arp Festivali'nde sanatçının seslendirmesi için Sultan-i Yeğah Saz Semâisi adlı eseri bestelemiş ve 2004 yılında Lilian ve Burak Tüzün'e ithaf etmiş olduğu Nihâvend Saz Semaisi adlı eserini de arp için uyarlamıştır. Danyal Mantı, Ceren Necipoğlu'nun vefatının ardından sanatçıya ithafen 9 Haziran 2009 tarihinde, Yunus Emre'nin ölümü anlatan bir şiiri üzerine Hicaz İlahi adlı eserini bestelemiştir. Arp ve Soprano için yazılan eser, bestecinin değimiyle hüznü en etkili biçimde ifade edebilen makamlardan biri kabul edilen hicaz makamında ve ilahi formundadır. Eserin ritmik yapısı 18'lik aksak semai usulünde yazılmıştır.
Yunus Emre'nin ölümün acımasızlığını anlattığı şiirinin besteye konu olan kıtası aşağıda verilmiştir (Gölpınarlı, 1941, s. 64).
Hiç bilmeyiz sıra kimin aramızda gezer ölüm
Halkı bostan eylemiştir dilediğin üzer ölüm
Bir nicenin belin büker bir nicenin mülkün yıkar
Bir nicenin yaşın döker var gücüyle ezer ölüm
Hicaz İlahi'de besteci, özellikle bir meyan, makam geçkisi göstermeden, dar bir ses aralığı kullanılarak, insanın ölümün karşısındaki çaresizliği ifade etmeyi amaçlamıştır. İlahinin sözlerinde betimlenen ölüm gibi, paralel bir anlayış ile müzikal metin de yalın planlanmıştır. Sesler karmaşıklıktan uzak, gösterişsiz, süssüz ve sadedir. Şiir, durdurulamayan ağır başlı bir yakarış gibi bütün eser boyunca yinelenmektedir. Bu, çaresizlik içinde ama isyankâr olmayan bir ağlamadır.